21 Temmuz 2009 Salı

Ömrümü Yedin Garanti!

Teknolojiyi kolaylığa çevirmesiyle, hızlı ve güler yüzlü hizmet politikasıyla zırt pırt ödül alan Garatiyi bana ne kadar kazık atarsa atsın sevmeyi beceriyorum. Vakti zamanında 3 kuruş için (tam rakam vermek gerekirse: 63.65tl için) beni karalisteye alan, kredi kartımı iptal eden, ve 2012 ye kadar hiç bir bankadan ne kredi ne de kredi kartı alamamamı sağlayan bu nadide bankayı neden seviyorum bilmiyorum.

Az önce borcundan dolayı kapatılan kredi kartımın kefili olan annem kredi almak istedi ve bu borç meselesinden dolayı anneme kredi veremeyiz dediler. 4440333 aradım, takibe düşmüş kartlar merkezine yönlendirdiler. 4440333 de size nasıl yardımcı olabilirim Özgür bey diye açılan telefon bir anda efendim'e dönüştü. Sanki kredi kartı borcunu herhangi bir sebeple ödememiş herhangi bir müşteri artık öteki müşteri! Bu kadar iki yüzlü ve rahatsız edici bir durum olamaz. Ama aptallık bende?! Neden halen zorluyorum ki şansımı, neden halen garanti bankasının beni sevmesi için çabalıyorum?

Garanti bankası ne kadar yenilik yaparsa yapsın, ne kadar ıkınırsa ıkınsın, borcunu ödememek ile ilgili sorun yaşayanlara eğer öteki müşteri damgası vurup ona göre davranıyorsa, takibe düşmüş kartlar merkezindeki aylin hanım, bana  şubeden alıcaksın hizmeti, buradan faks maks çekemem ben diyorsa kaybetmeye mahkumdur.

Oysa bana yaşadığınız olaydan dolayı şu tarihe kadar malesef bankamızdan kart almanız mümkün değil özgür bey, almanız içinde küçük parmağınızla mekik çekerken burnunuzda top döndürmeniz gerekli dese, ben atletik bir kariyere bile başlayabilirdim. Ama ne zaman alabilirim sorusun cevabı sadece daha alamazsınız oldu.

Acaba diyorum takibe düşmüş kartlar hattında çalışan kızlar soldaki gibi mi? Sanki garanti bankasını dolandırmışız da bizim yüzümüzden banka batmış, arayanlar da o.ç.

Oysa bakınız 4440333 de çalışan kızlar ne kadar güzel!

Çok ayıpladım Garantiyi.

Pek çok...

Ama bakın buradan söylüyorum. Beni biraz daha bayarsa varımı yoğumu başka bankalara taşımaktan da çekinmem!

Özlersin beni garanti!

20 Temmuz 2009 Pazartesi

Rock'n Coke'un Ardından

Bu haftasonunu Rock'n Coke'da geçirdik. Geçen sene çeşitli sebeplerle hazırlanamayanan festival aylar öncesinden "biz geliyoruz" diye bağıra bağıra geldi, iyi de oldu. Hatırlamak isteyenler ve gelemeyenler için bir özet geçelim;

Festival bu sene istanbul park'da yapıldı. Şahsi fikrimi söylemek gerekirse; ben çok memnun kalmadım yer seçiminden. Festival pistin otopark kısmında gerçekleştiği için sıcakta yanan asfalt bizi pek yordu. Ayrıca alanın büyüklüğüde, "aa xyz'yi çadırda unuttuk" dediğin anda 25 dk yürüyüş yapacağız anlamına gelmesine sebep oldu. Otopark çoook uzaktı, ve giriş yapılan alandan festival alanına otobüs koyma zorunluluğunu oluşturmuştu. Sonuç sizin de tahmin edebileceği gibi kalabalık, sıralar ve benzeri durumlar oldu. Ancak Toyota'nın naamı değer bebeği Priuslar isteyenleri festival alanına götürmek için bekliyordu. Bu ekonomi dostu hybrid arabalar, tahmin edilebileceği gibi, klimalıydı, ve haliyle güzeldi :)

Festivalin tarihleri de (muhtemelen buna zorunlu olsalarda) daha erkendi. Bu da sabah çadırda kendi terimizde yüzecek kadar sıcak bir ortam oluşmasına yol açtı. Eskiden yağmur yağardı, söylenirdik; gelen gideni aratıyormuş demek ki. Çok sıcak bir festival yaşadık. (20 faktör güneş kremine rağmen sırtım halen acıyor :( )

Festivalin girişinde her sene olduğu gibi çok yoğun bir arama vardı. Biz hiç sıraya ve kalabalığa denk gelmedik, geleni de pek görmedik, bir şekilde kalabalığı daha iyi yönlendirmenin yolunu bulmuşlar. Bizi şaşırtan şey x-ray cihazlarından sonra çanta-çadırlarımızı köpeklerin koklamasıydı. Sorduğumda cevap alamasam da narkotik yada patlayıcı için özel eğitilmiş köpekler olduklarını düşünüyorum. Her iki durumda da iyi oldu. Geçtiğimiz yıllardaki gibi sabah çadırların arasında dolaşan kocaman bir K-9 ile burun buruna gelip ödünüzün çıtlamasından iyidir. K-9lar patlayıcı içinse; muhtemel sebebi geçtiğimiz günlerde yaşanan İdil Biret konserindeki olaylardı. Her halükarda iyi oldu. Olaysız bir festival atlattık.

Çadır alanında pek bir problem ile karşılaşmadık. Su alabileceğimiz tek bir barın bulunması bazen uzun kuyruklara yol açsa da, sabrın sonu selamet oldu. Ancak duşlar bu seneki Rock'n Coke'un en büyük süpriziydi. Daha önceki yıllarda bir duş alanı denemesi yapılmış, ancak kampçıların duşları festivalin ortasında pislikten kullanılmaz hale getirmesiyle 2007 R'nC'de  duşlardan mahrum kalmıştık. Bu sene tekrar düşünülmüş olmaları Temmuz sıcaklarına çok iyi geldi. Sular soğuktu tabii ki (ki aksine bir beklentimiz yoktu).

Otopark alanınında bizim şahit olduğumuz bir tatsızlık vardı; bir Baba-Kız Linkin Park dinlemek için gelmiş ancak otopark'a ücret ödemek istemiyorlardı. İlk başta şaşırsak da sonradan farkettik ki, festival kitapçıklarında otopark'ın ücretsiz olduğu yazıyormuş. Oysa biz otoparka girdiğimizde bizden Tuzla belediyesi 10TL aldı. Tartışmanın sonunu beklemedik, ancak Baba en son Rock'ın felsefesinden bahsediyordu, umarım büyük bir tatsızlık çıkmamıştır.

Festival alanında yiyecek ve içecekler herzamanki gibiydi. Lakin franchising yöntemi ile yayılan bir ürün vardı ki bizi bizden aldı. Chipstix. helix halinde kesilmiş ve çubuğa geçirilmiş, kızgın yağda kızartılıp bol baharatla servis edilen papates. Yakında tüm Türkiye de dediler; biz pek beğendik, heyecanla bekliyoruz.

Geçtiğimiz yıllarda Akbank'ın ödeme sistemlerini kullandığımız R'nC'de bu sene kartlarımızı Garanti Bankası sağladı. Pek bir farkı olamakla birlikte (nedenini hala bilmediğim) bir garanti bankası hayranlığım sebebi ile ığıl bir mutluk da hissetmedim değil.

Festival alanında ki diğer bir güzellik ise "Vodafon Sessizlik Alanı"ydı. İzole edilmiş bu alanda grup bangır bangır çalarken telefonla konuşabildik. Vodafon'un 3-4 çadır vardı, bolca da oyunu. Treasure Hunt ile iPhone 3G veriyordu, lakin kazananların iPhone'larını alamadıkları duyduk, üzüldük Düzeltme: iPhone'lar sahiplerine teslim edilmiş :).

Gruplara gelince; Nine Inch Nails yıllardır canlı izlemek isteğim bir gruptu. gözlerimi bile kırpmadım izlerken. Prodigy tabii ki rüya gibiydi. 10 yıllık şarkılarını hala tüylerimizi diken diken ederek çaldılar. Babamın bana hediye olarak aldığı ilk kaset olan The Fat On The Land'den "Smack My Bitch Up"ı duyduğumda öylece bakakaldım. Linkin Park'ı sahnede izlemek de oldukça keyifliydi, lakin performans kalitesi olarak sıralamak gerekirse LP 3. sırayı alıyor.

Ve büyük bomba, hepimizin çocukluğunda bir şekilde yer alan Cartel'i Manga ile birlikte izledik! 15 yıl öncesinin efsane almancıları Cartel'in kadronsunda tabii ki eksikler vardı, performanslarında da hatalar... Ancak yıllar önce dinlediğimiz, gençliğimizin bir dönemine damga vuran bu grubu sahnede kanlı canlı izlemek oldukça enteresan bir deneyimdi. Anılarımız depreşti, mutlu olduk. Çocuklarımıza anlatacak bir tatlı anımız daha oldu!

İşte sahneye çıkışları;

Yillar Sonra Cartel!


Festivalde yine binbir türlü enteresan insan vardı, ki bizi de bu enteresan insan grubunun içine dahil edenler olacaktır. Ancak yeni evlendiklerini idda eden bir çift ortada gelinlik ve dağmatlıkla dolaşıyordu ki dağmata yazık dedik. Bu sıcakta, takımla, aklını kaybetmiş olmalı! Gelin arkadaşımız için hava nispeten hoştu, zira gelinliğini dikerlerken malzemeden bayaa bir çalmışlardı. Lakin her zaman söylerim, enteresanlık iyidir. Çiftimize bir ömür boyu mutluluk diledik. Umarız hep böyle mutlu olurlar :)

16 Temmuz 2009 Perşembe

1.5 Milyar İndirme

Appstore'dan 1. yılında 1.5 milyar uygulama indirilmiş. Güzel, güzel..

En iyi iPhone Uygulaması

Hepimiz kırk türlü oyuncağı olan iphone uygulamalarına alışığız. Ancak bu sefer bahsedeceğim uygulama hakkaten akıllara durgunluk verici. Sadece 3GS'lerde (pusula sayesinde) çalışan bu uygulama, GPS, hareket senrörü ve pusulanın yardımı ile ekranda on an size en yakın olan metro istasyonunu gösteriyor. Üstelik ne kadar yukarı doğru kaldırırsanız okadar uzaktakileri gösteriyor. Vay anasını sayın seyirciler...
Bu da videosu;

15 Temmuz 2009 Çarşamba

Ecto-1 Satılık

Ghostbusters delileri bilirler. Universal Studios'a ait Ecto-1 isimli Ghostbusters aracı e-bay'de 45.000$'a açık arttırmaya çıktı. Yeni lastikler, 8 silindir motor ve sadece; 100.000km'de (şaşırtıcı ama..). Aklını kaybetmiş olanlarınız varsa buradan teklif verebilirler.

8 Temmuz 2009 Çarşamba

Güzel...

:)

7 Temmuz 2009 Salı

THY Afişleri

Bu hafta ilk defa THY ile uçtum. Daha önce genelde ekonomik sebeplerle başka markaları tercih ederken (belkide malum konkurun da sebebiyle) THY'ye bir şans vereyim dedim. Açıkçası verdiğim fazladan paranın servis olarak bana bir dönüşü olduğunu söyleyemem, ama uçtuk işte.

Ancak esas bahsetmek istediğim şey bu değil. THY'nin Sabiha Gökçen'deki afişleri. Domestik B kapısının önündeki afişe uzun süre uzaktan baktıktan sonra küllüğe doğru ilerlemek için yaklaştım. Uzaktan kuyruk kanadının çevresinde garip bir beyazlık olduğunu görüyordum, ama uzun süredir uykusuz olduğum için göz yanılması olduğuna kanaat getirmiştim.

Değilmiş.

Son yıllarda gördüğüm en kötü dekupe! Başparmağım kadar pikseller! Yapmayın yahu, 10 yaşındaki kuzenim daha güzel dekupeler yapıyor!

Üstelik elinizde yüzlerce uçak var, bir fotoğraf çekemiyecek kadar acizmisiniz?

Çok ayıpladım.

Çok.