29 Ocak 2010 Cuma

Dr. Oetker Kekleri

Ahmet Durmuşoğlu'nun bu yazısına cevap ve ek niteliğinde;

Hail the big liars!
Bir söylentiye göre Amerikanın en büyük reklam ajanslarının birinin mutfağında yazarmış bu yazı. Belki biraz sert ama, evet sevgili reklamcılar; hepimiz koca birer yalancıyız.

Dijital ajansların söylediklerine çok güzel değinmişsin Ahmet. Hakikaten mucizevi bir karışım bulduğuna inanan çok ajans var. Oysa en iyi keki evde yaparız. Dr Oetker ile değil.

Ama benim çok daha keskin düşüncelerim var bu konuda.

Dijital dünyayı yönetmenin bu kadar basit olmadığını düşünüyorum. Hatta öylesine hassas ki; şirketlerin sosyal medya hesapları, para ile tuttuğunuz bir ajansta daha 2 gün önce twitter'a üye olmuş bir çocuğun postları ile yönetilmemeli bence. Şirket sahiplerinin şahsi hesapları olmalı. Markaların hesapları olmalı. Markaların hesaplarına stajerler değil, MARKA MÜDÜRLERİ bakmalı. Ha yazı yazamıyor olabilirler, ki bu durumda destek almak en büyük hakları. Ancak stajerlerle olmaz bu iş.

Sosyal dünyanın, iletişim sayfalarında farklı olduğunu anlatmalıyız şirketlere. Ve hatta sevgili gevurların "fail-example" dediği sayfalara ihtiyaç var sunumlarda.

Çok güzel bir yazı olmuş. Ellerine Sağlık!

0 Yorum:

Yorum Gönder